Enerji araştırma enstitüsü Rystad Energy, AB'nin 2030 güneş ve rüzgar enerjisi üretim hedeflerinin aşılmasını bekliyor.
2022 yılında Avrupa enerji piyasalarında yaşanan çalkantının ardından hükümetler, uzun vadeli enerji ihtiyaçlarını sürdürülebilir ve güvenli bir şekilde karşılamaya odaklanmaya başlıyor. Yenilenebilir enerji üretiminin kesinlikle katlanarak büyümesi bekleniyor, ancak güneş ve rüzgar enerjisi üretiminin büyük bir kısmı, şebeke sevkıyatı ve mevsimsel talepteki ani artışların neden olduğu denge ile başa çıkma ihtiyacı gibi hala çözülmesi gereken sorunlar içeriyor.
2022 yılında, Rusya'nın Avrupa'ya giden doğal gaz boru hattının kesilmesi, Fransız nükleer enerjisinin kesilmesi ve Avrupa'daki düşük hidroelektrik üretiminin etkisiyle Avrupa elektrik fiyatları megawatt saat başına 700 avronun üzerinde ultra yüksek bir seviyeye ulaştı. Bu durum dünya genelindeki hükümetlerin enerji güvenliğini sağlamak amacıyla sürdürülebilir kalkınmadan fedakarlık etmelerine ve enerji üretimi için yeniden kömüre yönelmelerine yol açtı. Veriler, Avrupa'da kömür yakıtlı elektrik üretiminin 2022'de geçen yılın aynı dönemine göre %5 arttığını gösteriyor.
Ancak Avrupa enerji krizi aynı zamanda yeni normların geliştirilmesine de fırsat sunuyor. Örnek olarak Avrupa Birliği'nin, yenilenebilir enerjiden enerji üretimi hedefini 2030'da toplam enerji üretiminin %40'ından %45'ine çıkaran REPowerEU planını ele alalım. Daha fazla yenilenebilir enerji üretim kapasitesi oluşturmak, AB'nin karbon nötr olma hedefini hızlandırmaya ve aynı zamanda enerjiye olan bağımlılığı azaltmaya yardımcı olacaktır. ithal yakıtlar Rystad Energy, bu yılın sonuna kadar AB'nin 211 GW kurulu güneş PV kapasitesine ve 214 GW rüzgar kapasitesine ulaşmasını bekliyor. Rüzgar ve güneş enerjisi üretimi, AB'nin elektrik üretiminin %31'ini oluşturacak ve AB'nin toplam elektrik üretiminin 2023'te 3.019 terawatt saate (TWh) ulaşması bekleniyor.
Dahası, Avrupa'da güneş enerjisi ve kara rüzgarı için seviyelendirilmiş elektrik maliyeti (LCOE), MWh başına yaklaşık 50 Euro'ya, yani doğal gaz ve kömür yakıtlı enerjinin LCOE'sinin yarısına düştü. Ekonomik açıdan bakıldığında, mevcut doğal gaz santrallerini kullanmaya devam etmektense yeni güneş ve rüzgar enerjisi inşa etmek daha ekonomiktir.
2030 yılında güneş fotovoltaik enerji üretimi kurulu gücünün 490 GW'a, rüzgar enerjisi kurulu gücünün ise 375 GW'a ulaşacağı tahmin ediliyor. O zamana kadar rüzgar ve güneş enerjisi üretimi, REPowerEU tarafından önerilen %45 hedefini aşarak AB'nin toplam enerji üretiminin %53'ünü oluşturacak.
Elbette yeni kurulan yenilenebilir enerji enerji üretim kapasitesinin yalnızca fosil yakıtlı enerji üretiminin bir kısmının yerini alması değil, aynı zamanda beklenen yeni enerji talebini de karşılayabilmesi gerekiyor. Elektrik talebinin önümüzdeki 30 yıl içinde %2'lik bileşik yıllık büyüme oranında (CAGR) artması bekleniyor.
Aynı zamanda, dağıtılabilir üretim kapasitesi, uzun vadeli güvenilir güç sistemlerinin sağlanması ve güneş ve rüzgar üretiminin değişken doğasının dengelenmesi ve desteklenmesi açısından kritik öneme sahiptir. Batarya enerji depolama sistemleri (BESS) bir dereceye kadar bu dengeleme kabiliyetini sağlayabilir, ancak batarya enerji depolama teknolojisinin geliştirilmesinin, fiyat açısından daha rekabetçi hale getirilmesi için iyileştirilmesi gerekmektedir. Çünkü mevcut ortalama seviyelendirilmiş enerji depolama maliyeti (LCOS) MWh başına 135 Euro'dur ve bu, mevcut gaz yakıtlı enerji santrallerinden daha pahalıdır.
BESS'in kurulu gücünün 2030'da 55 GW'a, 2050'de ise 418 GW'a çıkması bekleniyor. Ancak bu kapasitelerin batarya depolaması hala bu sürecin beklenen tüm taleplerini karşılayamıyor. Dolayısıyla özellikle Avrupa'nın enerji talebinin yüksek olduğu kış döneminde doğalgaz üretimiyle de desteklenecek. Sonuç olarak, bu santrallerin doğal gaz üretimine yönelik düşük kullanım oranlarına rağmen çalışır durumda kalabilmeleri için kapasite sübvansiyonları almaları ve mevsimsel talebi karşılamak için yer altı gaz depolama tesislerini kullanmaya devam etmeleri gerekecek.